07 Kasım 2009, Cumartesi
saat: 12:16


uykusuz dergisi-umut sarıkaya'dan alıntı

Bilinç
O sabah uyandığımda kendimi dev bir KıvançTatlıtuğ'a dönüşmüş olarak bulmuştum.Saatlerce aynada kendime baktım.Gözlerime inanamıyordum.Kaşıyla,gözüyle Kıvanç Tatlıtuğun aynısıydım.Fakat bilincim yine bana aitti.Sivasta doğmuştum,sarıyerde büyümüştüm,uykusuz dergisinde çalışıyorum.bütün anıları tastamam hatırlıyordum.peki ben bütün bu anıları Kıvanç olarak mı yaşamıştım?Belki hep kıvançTatlıtuğdum.insanlar beni hep böyle biliyorlardı ben yeni farkettim tatlıtuğlumu.bunları düşünürsem kafayı yerim diyerek önünü sonunu düşünmeden kıvanç tatlıtuğluğumun tadını çıkardım.hiç önünden ayrılmadığı gardropun aynasının önünde saatlerce dansettim.o kadar mutluydum ki anlatamam.durumu müjdelemek için hemen kızarkadaşımı aradım.sesimi yadırgamamıştı.başına devlet kuşu kondu aşkım.yine iyisin haaaa çakaaaaall dedim.ne diyorsun umut sen sabah sabah diye çıkıştı.telefonda anlatılacak gibi değil,tez zamanda buluşalım.gör ve yaşa beni diyip kapadım.Dansıma devam ettim.Bir duş alıp belimde yüz havlusuyla biraz ortalıkta gezindim.Sonra aklıma bir fikir geldi.Dolaptan ikibuçuk litrelik pet şişedeki suyu alıp dudaklarıma ve çeneme döktüm.Çenemden sular damlarken elimdeki pet şişeyi kafaya dikerek içtim,diğer elim belimdeydi.içtikten sonra poziyonumu bozmadan kafamı sağa çevirip kameraya söyler gibi 'tatlıtuğ gücü'dedim.
Bilinç yine bana ait olduğu için keyfim daha da yerindeydi.Hayatımdan gerçekten çok memnundum.İyi kötü Umut Sarıkaya tipiyle bu yaşlara kadar gelmiştim,kendimle barışık bi kişiliğe sahiptim,bu yaştan sonra kıvanç tatlıtuğ olmasam da olurdu ama madem kıvanç tatlıtuğ görünümünde umut sarıkaya oldum,ben hayatta daha ne isterdim ki!!güzel adamım güzeeell..diyip durarak evde geziniyordum.Saçlarım filan ne kadar yumuşaktı,gözlerim,ağzım,boyum posum..şükürler olsun allahım,benim temiz kalpli olduğumu,şurada hiçbir kötülük olmadığını gördün de bana bu bedeni 30 yaşımdan sonra verdin diye dualar ettim ve ardından teravileri kaçırmayacağım lan bundan sonra diye karar aldım.sigarayı da bırakıyorum.eski bedenime zarar vermekten gocunmazdım ama kıvanç bedenime bunu yapamam diye kendi kendime bir müddet düşündüm.o sırada kapı çaldı.belime havluyu bağlayıp açtım.gelen kız arkadaşımdı.beni görünce hemen bayıldı.hiçbirşey demeden kollarıma alıp yatağa götürdüm,seviştik.göğsümde ayıldığnda sigara içip tavanı izliyordum.nasıl oldu bu umut dedi.o kadarını kurcalama,oldu bikere işte dedim.hem sen bunu boşver de,sen sarışın mavi gözlü erkeklerden hoşlanmadığını söylüyordun bana,diye sordum.umut saçmalama lütfen ben senle eskiden beri sevgiliyim.ne yani başına bişey gelmiş ve ben bu durumu yadırgadım diye ben mi suçlu oldum şimdi diye çok fazla ve uzun konuşarak kendini haklı çıkardı.ahh kadınlar diyerek gülümsedim.eski bedenimde olsaydım bu olayı çok uzatırdım ama seçme şansı çok olunca insanın biriyle çok kavga edesi gelmiyor.üstümü giyinirken nereye gidiyorsun daha yeni geldim dedi dudağını ısırarak.dergiye gidiyorum.bugün çalışma günü biliyorsun hayatım dedim.ya artık ne dergisi umut,adam kıvanç tatlutğ olmuş hala karikatür çizicem diyor dedi kendi kednine kızgınlıkla.biz bu karikatür yoluna başımızı koyduk kızım,varsın orlando bloom olayım,varsın eştın kaçır olayım,bende bu yürek olduğu sürece ben karikatür çizeceğim,yazı yazacağım,bu yürek bu bedende susmayacak,türkü olup dilden dile dolaşacak diye haykırdım odanın ortasında.eskiden olsa böyle mesleğimle ilgili konuşmamı pek umursamazdı ama bu sefer konuşmamı gözyaşlarıyla dinleyip,histerik bir biçimde bravo deli mavi,bravo diye bağırarak alkışladı konuşmamı.odanın ortasında alkış fırtınası kopmuştu,ben de aslında önemli olan sizsiniz dercesine,kız arkadaşımı gösterip onu alkışladım.şehir tiyatrolarında oyun bitimi gibiydi yatak odamız.dimdik odanın ortasında durup ellerimi belime koyup bekledim.yataktan inip sürünerek geldi,bacağıma tutundu,seviştik.
dergiye kafamda binbir düşünce içinde gittim.köşeye hiçbirşey çizmemiştim,yazı da yoktu.yine programlı olucam bunda sonra diye dergi bitiminde kendime söz vermiş,yine hiçbirşey yapmamıştım.bir hafta ne de çabuk geçmişti.o kadar karikatürü öv, çizmenin nasıl büyük bi zevk olduğunu söyle dur,insanların bu hazzı hiç farkedemeyecek oluşlarına üzül,işini yücelttikçe yücelt,sonra da hiçbişey çizmeden dergiye git.hayatım sürekli kendi kendimi kandırmamla geçmişti.bi de bu kıvanç tatlıtuğluk çıkmıştı başıma.eski bedenimi dergiye hapsedebilmiştim ama yeni bedenim doru bir at gibiydi,sürekli gezmek isterdi.nasıl üç gün boyunca masaya oturup sandalyede uyuyacaktı bu beden?yepisyeni bedenim,hayatta en sevdiğim şeyi yapabilmem uğruna elimde çarçur olacaktı.kıvançın bedenini bizim mahalledeki büfeci namık a daha iyi kullanırdı şerefsizim.neyse olan olmuş diyip ne çizeceğimi düşündüm yol boyunca.dergiye geldiğimde hummalı bir çalışma vardı.görenler şaşırıyordu ama iş yetiştirmek üzere oldukları için derinlemesine ilgilenmiyorlardı yeni bedenimle.hep nasıl oldu da kıvanç tatlıtuğ olduğumu konuşalım istiyordum.sürekli derginin bir orasında bir burasında dolaşıyordum.uğur yanıma gelip,oğlum otur şu köşeni çiz bak dergi yetişmeyecek,yine çıkamayacağız dedi,inci gibi dişlerimi sergileyerek gülümseyip,aklıma hiçbirşey gelmiyor uğurcum dedim.nasıl gelmiyor oğlum,otur masaya diye bağırdı.masada oturup biraz düşündüm.çıkayım biraz hava alayım dedim,kuruyemişçiye gidip biraz kuru üzüm aldım aklım çalışsın diye.kuruyemişçiden çıkarken bi kızla çarpıştım.gülümsedi bana,özür diledim.canım hiç dergiye gitmek istemiyordu.galata kulesinin ordaki çay bahçesine gidip biraz oturdum.karşıdaki turist kız kesmese şöyle açık havada tek başıma espri düşünüyor olacaktım ama benimkinden de mavi bir çift mavi göz beni resmen gözleriyle soyuyordu.biri beni gözleriyle soyarken o hafta ne çizeceğimi asla düşünemem.en sonunda dayanamadı yanıma geldi.biliyormusunuz sevgili okurlar türk olduğuma inanmadı.ülkemizin batıya dönen yüzüydüm resmen.allah aşkına ulrike,moderniz değil mi,dışardan göründüğü gibi değiliz dimi?defalarca söyledim ulrike o kadar çok modernsinzi dedi ki en sonunda dile geldi,inanırmısın umut ben türkiyeye gelmeden önce kendimi modern sanırdım,uygar sanırdım,modernliğimden utandım resmen türkiyeyi görünce.arkadaş insanın içinde olacak uygarlık aşkı,içinde! na burasında diyerek masaya çay kaşığıyla vura vura konuştu.olacak ulrike daha da güzel olacak.bütün ülkeyi ingilizce kursuna yazdırdık.hepimiz lisan öğenmeye çalışyoruz.herkes ingilizce bilince uygarın şahı değil şahbazı olacağız,sen o zman bizi gör dedim.ulrikeye çay için teşekkür edip,başka zaman görüşmek için cebini alarak dergiye geri döndüm.''tatlıtuğ gücü''haftalardır ağzımdan bu kelimelerden başka birşey düşmüyor.durup durup söylüyorum bu anlamsız kelimeleri.zaten aklı yavaş çalışan biriyim,bi de tatlıtuğluk benim bütün enerjimi alıp götürmüştü.köşelerim ve yazılarım o kadar kötü oluyordu ki,inanamıyordum bunları çizdiğime.dergidekiler benimle fazla samimi olmuyor,dergi dışında pek buluşmak ya da evlerinde misafir etmek istemiyorlardı.hatta cihan kılıçın dergide sadece benim olmama rağmen ve çalışma günü olmamasına rağmen telefonda kızarkadaşına ya bugün çok yoğun sen gelme,dışarda bir yerlerde buluşalım dediğini bile duydum bi kere.ender eskiden derdini sıkıntısını anlatırdı,şimdi pek aramaz olmuştu.hoş benim de onlarla ilgilenecek halim yoktu.bir yandan ulrikeyle yasak aşk yaşıyor,bir yandan da sevgilimin kıskançlık krizleriyle mücadele ediyordum.kadın ismi dolmuştu hayatım.kırk yılın başında kıvanç tatlıtuğ olmuşum bana verilen bu dev tesisi niye bekleteyim ki diye düşünüyordum.resmen kıvançın bedenini hor kullanıyor,tam randıman versin diye önüme gelen btün kızlara gözlerim gibi mavi boncuklar dağıtarak,herkesin numarasını alıyor,bu naçiz bedeni gün be gün yıpratıyordum.
birden aklıma bir düşünceyle irkildim.nasıl bu kadar önemli bişeyi merak etmemiştim.ben eğer kıvanç tatlıtuğun bedenindeysem,gerçek kıvanç nerde diye düşündüm.hemen internete girip gazetelerin sitesinden kıvanç tatlıtuğ haberlerine baktım.çıkan haberleri görünce ekran karşısında o kadar çok bağırdım ki,içerden bağırtımı duyup geldiler.hemen ekranı kapatıp,insanlardan bağırdığım için özür dileyip,önemli birşey olmadığını söyledim.ortalık sakineşince yine haberleri açtım.evet ben iyi bir öykücü değilim,tahmin ettiğiniz gibi sevgili okurlarım,kıvanç benim bedenimi almıştı.oksijenle sararrttığı saçları ve laciveert lensleriyle eski bedenim dizi piyasasında bi müddet tutunmaya çalışmış,sonra jönlükten yan karaktere geçirilmiş,yan karakterde bi müddet oynadıktan sonra da diziden atılmıştı.eskiden sakin tavırları olan bir insan olarak bilinirken,şimdi gazeteci döven bi yaradılışa sahipti.eski bedenimin gazeteci döverken o kadr çok resmi vardı ki inanamadım.benim bedenimde kıvancın psikolojisi bozulmuştu.işler kötü gidince islami bir kanaldaki talk show şovun komiği olarak çıkmış bir dönem.en son kurtlar vadisinin bi bölümünde bi kere oynayıp,yine o bölümde vurulan adamı oynamıştı.bir daha da ekranlarda gözükmemişti.
ben ise sürekli sevişiyordum.işlerim bok gbi gidiyor,yazılarımı okurlar da ,dergideki arkadaşlarım da bi türlü beğenmiyordu.hoş artık doğru düzgün arkadaşımda kalmamıştı ortada.erkekler beni kıskanıyor,kızlarsa sadece sevişmek için yaklaşıyordu.çok mutsuzdum,hüzünbaz sevişmeler dedikleri bu olsa gerekti.yolumu kaybetmiştim.dengemi kaybetmiştim.amacımdan sapmıştım.masada saatlerce otuturup yazı yazmak çok anlamsız geliyordu.ama işti bu ve yapılması gerekti.kıvançlığımı dizginlemek için eskisinden daha çok oturdum masaya.kız arkadaşımla ayrıldım.ulrikeyle arada bir seviştim.artık hep dergideydim.sigarayı da arttırmıştım.
arkadaşlarıma 'bakmayın benim yeni bedenime,ben yine eski umutum.yeniden aranıza alın beni,çözülsün aramızdaki buzlar'ana temalı bir konuşma yaptım ve tekrar onlarla coşkuyla çalışmaya başladım.eskiden dergide bir gece sabahlıyorsam artık 4 gece sabahlıyordum.sürekli eskiz yapıyor,bişeyler okuyor,muhabbet ediyor,çay içiyordum.köşelerim düzelmeye başlamıştı çalıştıkça.ne kız arkadaşımı ne de ulrikeyi özlüyordum.en büyük hazzı komik bir karikatür çizdiğimde alıyordum.
yine bir sabah dergiden çıkıp eve giderken,onu,umut sarıkaya görünümlü kıvanç tatlıtuğu gördüm.alkollü gözüküyordu.beni görünce durdu.ben de durdum.şimdi alkollü adam,konuşmamayım diyip iyi akşamlar dileyip yoluma devam ettim.arkamdan baktığını hissediyordum.arkama bakmaya korkuyordum.birden kösele ayakkaıbıdan çıkan adım seslerini duyunca koşmaya başladım.kara kuru kıvanç tatlıtuğ tipinden beklenmiyecek bir çeviklkle arkamdan küfrederek bir çita gibi koşuyordu ama benim bacaklarım daha uzundu.bir başkasının bedeninde kendi bedenimdeki bir başkasından kaçıyordum.bilinç yine bana,umut sarıkayaya ait olduğu için,mücadele etmeyi sevmediğim için,bi yirmi metre kaçtıktan sonra adeta kaçan,yorgun bir tavuk gibi yere çödüm.gelip beni yakalamasını bekledim.geldi,sanki kaçıyormuşum gibi üzerime kapaklandı.beni yere yatırdı.yüzüme iyice baktı.abi inan bimiyorum ben de nasıl böyle bişey olduğunu,valla ben ben bişey yapmadım,bi sabah uyandım böyle olmuştum diye kendimi savundum.kızarak susmamı istedi.sonra yüzümü bedenimi uzun uzun izledi.ben de onun suratına baktım.belliki biraz badi çalışmıştı.eski vücudum kendine gelmişti.ensedeki ve yüzdeki sivilcelerden eser yoktu.bana sert bi kat atarak naapmışsın oğlum sen diye bağırdı.kıvancın neden bahsettiğini anlayamıyordum.şoka girmişti heralde.kafamı kokladı,elini sarı saçlarımda gezdirdi..mına koymuşsun lan saçın,ne yaptın oğlum bu saça,kiloluk şampuanla mı yıkadın.şu dişlere bak,taharet taşı gibi olmuş.ulan böyle mi verrdik vücudu.üstün başın leş bi sigara kokuyor.gözlerin feri gitmiş.diye veryansın etti.bi uyuyayım,bi banyo yapayım o zman gör sen beni,akıl alıyorum akıl,sen gönlünü ferah tut,bedenin emin ellerde dedim.
boşver sen şimdi onu bunu,bu beledan nasıl kurtulacağımız biliyorum.tut ellerimi ve gözümü kapatıp üç kere 'tatlıtuğ gücü'de benimle birlikte,o zaman eskiye döneriz dedi.Abi bırak allahaşkına o ne öyle,çocuk gibi yol ortasında yapılacak şey mi o,biraz olgun ol,hiç olur mu öyle şey dedim.
söyleyeceksin ulaann diye gırtlağıma yapıştı.yerde boğulmaya başladık.kıvanç tatlıtuğluğu geç bulmuştum,erken kaybetmeye niyetim yoktu.yerde birbiriize vurarak debeleniyorduk.söyle söyle diye bağırıyordu vurdukça o sırada gelen bi yumrukla ön dişim kırıldı.dişim kırılınca kıvanç daha çok sinirlendi.etimi cimcirerek söylemem konusunda ısrar etti.en sonunda elele tutuşup üçkere tatlıtuğ gücü tatlıtuğ gücü tatlıtuğ gücü diye bağırdık.
kırılan dişim yüzünden güçlükle konuşarak al işte söyledik abi.nooldu gördün mü bi skim olmadı.hala halıfleks gibi sımsıkı sert saçlarınla bana bakıorsun.olan benim dişime oldu.ben eve gidiyorum.mına koyiim diyerek eski bedenimi sokağın ortasında bırakıp eve gittim.tipim kaymıştı.aynada uzun uzun kendime baktım.bedenim değişse de yine bilincim bana aitti.ve be gün bedenimi kendisine benzetiyordu.ben eğer kendimi azıcık tanıyorsam o kırılan sapsarı dişi aylarca yaptırmayacaktım.


istanbul
hosting