11 Temmuz 2018, Salı
saat: 00:12


Bi de elli yaş bunalımı var sanırım..Çünkü kendimde hissettiğim değişim kırklı yaşların başında yaşadıklarımdan yüzseksen derece farklı.Bundan sadece beş altı yıl önce bi dakka hayat denilen şey böyle olmamalı yanlış giden bişeyler var diyerek pusulayı kaybetme hissini boğmak için o saate kadar yapmadığın her ne varsa yapmaya başlıyor ve hertürlü tatmadığın duyguya gark olmaya çalışıyorsun.Hele birde lokal bir ortamda büyüyüp kök salmışsan sen dahil çevrendeki herkes sana yürüyen bir ağaçmışsın gibi hayretle bakıyor.Bunlardam bir kısmı Allah akıl fikir versin derken başka bir kısmı artık yaşamaya başladığın yeni hayata gıpta ile bakıp bir an evvel aynı yaşa gelip aynı bokları yemenin hayalini kuruyor.Bu birinci perdeydi gelelim ikincisine..
Şimdi şurada sadece birkaç haftadır içimde beliren ve kaşıması imkansız bir sivilce gibi büyüyüp serpilen bir duygudurum söz konusu..Aynı anda beliren zamanın dolmaya başladığı hissi,bunca zeka ve çalışmaya rağmen neden iki yakamın bir araya gelmediği hakķında uzun uzun düşünme seansları,emeklilik yaşı ve alınacak maaş hesapları,alınacak maaşın komik mertebesinde bile olmayıp gecinilmesi imkansız bir absürdlükte olması 2 yıldır neyi beklediğini bilmeyerek artık son derece kıymetli hale gelmiş vaktimi harcadığım günlerim..
Bu günler..Bu yoğun kaygı ve uzun uzadıya düşünme seansları ile gecen günlerde birşeylere gebe ama herhangi bir sonuç elde edebilmiş değilim.Bırak yaşıtlarımı benden en az on yaş küçük insanların bile çoğunun geleceği emeklilik yaşı alacağı maaş miktarı evi arabası çocuklarının eğitimi birikimi vesairesi belliyken şahsımın gece eve girdiğimde yorgunluktan ayak tabanlarımın sızlıyor olması ve saydıklarımın herhangi birinin bile gerçekleşmemiş olmasının hayal kırıklığı şimdilik tek birşey getirdi.Sadece öfke..Burada yazdığım yüzlerce güncenin birçoğunun temasını oluşturan gelip geçici anlamsız ve bir boka yaramayan öfkemin bu sefer farklı bir renk kazanmasını ve bundan sonra yiyeceğim her bokun itici gücü olmasını ummaktan başka da çarem yok gibi görünüyor.
Şunu tahmin edebiliyor hatta uzaktan gelen sesini duyabiliyorum.Bu seferki sanki böyle ne diyeyim eğitilmiş bir öfke..Sanki böyle bir serum şişesinden damarlarıma damla damla karışıyor ve eskiden olduğu gibi bir çuval inciri heder edecek kasırgaya dönüşmüyor.Ama geçmiyorda..Hareketlerim yavaşlamaya umursamaz olmaya çok da kasmamaya başladım.Hep derim ya hani Henry Ford araba fabrikası kurduğunda elliüç yaşındaymış diye..Adamcağızı daha yeni yeni anlamaya başladım..
Yüzlerce hayal kırıklığım, binlerce birikmiş hesap,onbinlerce yarım kalmış iş ve yüzbinlerce vicdan azabı..
Tüm bunların getirisi ne olacak biliyormusun..
Bir nevi karakter sapması..Bir insan yedisinde neyse yetmişinde de o'dur kuralının istisnası olmaya adayım ben bu gidişle..
Kanımda damla damla artan ve şimdilik sadece öfke olarak adlandırdığım bu şey varken yüz kaslarım gülmek şeklinde kasılıyorsa kendimden beklemediğim şeyleri yapmaya muktedirim sanırım..

"Şeytanla çorba içenin kaşığı uzun olur"

istanbul
hosting