16 Ağustos 2018, Perşembe
saat: 13:49


Huh!

C-

*10-15 gündür yolardayım. Sürekli sert kahveler içesim var. Bir de sert sevişmeler (içesim var). Kısa konaklamalarla assos, datça, olimpos ardından belek’de bir otele girdim. Yolda tüm benzin istasyonlarında durup 1-2 saat arabayı yıkayıp temizlemekle uğraştım. Eskiden olsa araba kullanmak ve kitap okumak derdim kafayı boşaltmak için. Şimdi başla şeyler. Sürekli (4-5 aydır) bist/ons/dolar’ı takip ediyorum. Kendimce anlamadığım halde grafikler çiziyorum elimdeki kuşunkalem eriyene kadar. Çantamın her tarafı, aracın torbidosu hatta koltukların üzeri bile eğri büğrü anlamsız grafik ‘desenleri’ ile dolu. Kalemin ucu körleştikçe yanımdan ayırmadığım çelik solingen ustura ile açıyorum ucunu (ne gereksiz bir ayrıntı).
Kitap okumuyorum. Okumak istemiyorum şu sıralar. Otele girdiğimden beri tek yaptığım sauna ve lobby barda grafik çizmek. Barmen kız celine deli olduğumu düşünüyor olmalı. Günde yarım şişe baileys içiyorum. Şişeyi yakınımda bir yerlerde tutuyor. Her kadehte bardağımı değiştirmek istiyor ama izin vermiyorum. Onla sevişemem. Yaşı çok küçük. 20’lerin başında olmalı. Hem ben olgun kadınları seviyorum. Sürekli sert kahveler içesim geliyor. İçiyorum da.

* iki yıllık istanbul misafirliğim sona erdi. Tam alıştım derken terfien, tayinen ve tercihen dönünçe eşya kolilemeye başlıycam. İki yılda 60’a yakın tiyatro ve bir o kadar meyhane fena değil. ‘Sen istanbuldan daha güzelsin’ ve ‘dirmit’ özellikle iki kere gidilmeli. Kadıköy-craft’ın oyunları da epey iyi. Tavsiye ederim.

*istanbul’dan ayrıldığıöa üzüldüğüm pek söylenemez. En fazla 2 saat öteye gidiyorum kadıköy’den. Yine de havaalanı ile aynı şehirde olmamak.. eh işte.

*feci halde kahve içesim ve bölgeler arası yolculuk yapasım var.

*bir de tabiki; “sakız alın ulan, ölüm var!”


istanbul
hosting