14 Eylül 2018, Cuma
saat: 21:18


Arminin ahı tutmadı ve bir yarış arabasının altında kalmadım.
Onun yerine 365 günde sadece 7 gün annem ve babamdan uzak geçirebiliecek kardeşimin Berlin'e hoşgeldiği gün
akşam taksiyle urban acile gittim.

Çünkü urban krankenhaus Berlindeki Türklerin en çok geldiği yer. Ben kanal gezilerimde sigaramı sarıp bahçesinde serumlarını o tarafa bu tarafa iten önlüklü insanları seyrediyorum. Ben kanalın o tarafındayım onlar diğer tarafında.

çarşamba gecesi ben de geçişimi yaptım. Önce evde biraz ahh falan diye sancı çektim. İnternetten baktım apandistim patlıyor diye anladım. Benjamini biraz dürttüm. Ben iyi değilim dedim. O zopiklon almıştı, ne söylediğimin farkında değildi, ibuprofen al dedi. Tekrar bayıldı. Yavaşça kalktım. Önce çantamın içine iki tane plastik çöp poşeti koydum. Çınarcıktan aldığım large beden eşorfmanı iki büklüm giydim.
İpi yoktu. İpini ne ara çıkarmıştım...

Taksiyi aradım.
Çantamın içine kardeşimin getirdiği parayı koydum ve bağırarak Urban hastenesine dedim. Hem iki büklüm oluyor böylece eşorfman iyice saçma bir yerden kat alıyordu.

Çoğu yanlış iğne yapan punklerın doldurduğu gece yarısı sürünerek girdim. Ich habe schmerz dedim. Ulan ne çok kullanıyorum bu sözü demedim. Here. Here. Sonra ıh ıh diyerek daha da bükülmeye başladım. 15 dakika sonra aldılar. Sedyeye oturur oturmaz plastik poşetimi çıkarıp kusmaya başladım. Schmerz. Schmerz diyordum. Denizci dövmeli sarı beyaz kısa saçlı hemşire hallediyorum merak etme dedi ve bir şeyi girdi damarımdan.
Tamam, bıçak gibi her şey kesildi.
Apandist orda değil, orda böbrek var. Taş düşürüyorsun, bugün yat, yarın operasyonla hallolur dediler.

Çeşitli odalarda yattım. Hastane zamanında.
Sonra bugün evet taşlar var ama aslında burası çok dolu, başka bir yere gidin dediler ve ben de geldim.
I am officially stoned.

istanbul
hosting