11 Kasım 2018, Pazar
saat: 18:02


Dün bir şey fark ettim. Bu konuda derin yorumlar yapabilmek için henüz yeterli bilgim yok ama elimden geldiğince kendi kafamda oluşanları buraya yazmaya çalışacağım. Son zamanlarda Jordan Peterson izliyorum sıklıkla. Bunun nedeni adamdan şahane şeyler öğrendiğimden çok, adamı kendime benzetmem. Adam çok fazla konudan konuşuyor, benim benzettiğim ise daha çok "ipleri eline almak" ile ilgili. Bunu maskülen bir şey olarak gösteriyor, ve herkesin bunu yaptığında daha iyi bir hayat sürdüreceğini söylüyor kendisi. Bunun gibi adamlar son zamanlarda çok meşhur ve popüler. Bunun nedeni de, kendilerine göre erkeklerin feminenleşmesi. Bu bir sorun değil, böyle demiyorlar. Ama maskülenliğimizi kaybetmemeli, mücadele ruhumuzu yitirmemeliyiz diyorlar. Yoksa uğruna yaşayacak bir şey kalmaz.

İnsanların bunları da popüler yapma nedeni, aradıkları cevapları bu insanların vermeleri. Çünkü doğamız gereği ipleri elimize almak istiyoruz hepimiz, ama başaramıyoruz. Toplumsal şeyler, ailevi şeyler vb. bunlara engel oluyor. Halbuki tüm gıpta ile baktığımız insanlar, kendi doğruları uğruna mücadele eden ve çabalayan insanlardır.

Bunun yanında Doğan Cüceloğlu na bakıyorum. Ne kadar naif. Ne kadar anlayışlı. Her şeyi çocukluğumuza bağlıyor. Kitaplarını okumadım henüz, okuyacağım. Ama yazılarında (sitesinde var), pek çözüm bulduğunu göremedim. Kendisi aydınlanmış, ancak bizler öyle olamadık. Kendisinin o naif bakış açısının nedeni de aydınlanması. Ve bize çözüm olarak, aydınlanmayı bulmayı sağlatmaya çalışıyor. Ancak bu çok güç, çok. Zira kendisi akademik, bizler kadar gerçek dünyanın içinde olduğunu düşünmüyorum. Yani bir firmada ast, üst, patron ilişkisi yaşamıyor mesela adam. Yaşamamış da.

Benim kafamda sürekli sorunlara karşı mücadele etme isteği var. Yani bir sorun mu var? O zaman ben bunu aşabilirim. Bu dinde de böyle. Allah, aşılamayacak güçlük vermez. Güçlüğü veren kendi olduğu gibi, geçmek için gereken kudreti de insanlara üflemiştir kendi ruhundan. O yüzden insanın üstesinden gelemeyeceği hiçbir şey yok. Ben de bunu düşünüyorum. İnsanları kollarından tutup silkmek, kendine gel demek istiyorum. Psikologlara göre bu çok doğru değil. Ancak Jordan Peterson aslında bunu yapıyor. Sadece daha güzel kelimeler seçiyor, silkmiyor insanı ama kendinize gelin diyor. Altta verdiği mesaj bu. Kendinize gelin, gücünüzün farkına varın. Sizin için önemli olan tek şey mücadele etmek, sakın vazgeçmeyin.

Kendisini sevmemin nedeni de bu, kendime benzetmem. Ya da kendimi ona benzetmem bazı yönler olarak. Mücadele etmeliyiz.

Bakın, insanlar başkalarının fikirlerine çok önem veriyorlar. Ben, kişisel olarak akraba kavramına saygı gösteren biri değilim. Akrabalarımı ben seçmedim. Ben insanları, kişilikleriyle sınıflandırırım. Bana, insanlara karşı nasıl davrandıkları ile sınıflandırırım. Akraba olması o insanı otomatik olarak önemli bir yere koymaz. Bununla birlikte, ben sadece önem verdiğim ve "seçtiğim" insanların fikirlerine önem gösteririm. O yüzden ben bir kalkanla geziyorum. Burada gelip birisi benim için, "itin teki" dese umrumda olmaz. "Çok iyi adam" dese gene umrumda olmaz.

Ancak benim gıpta ile baktığım, örnek aldığım, saygı duyduğum insanların fikirleri benim için önemlidir. Şimdi ben diyorum ki, siz de herkesin fikirlerine önem vermeyin. Çünkü bu insanları siz seçmediniz. Siz aslında bu insanlara saygı duymuyorsunuz. Ancak kültürümüz nedeniyle, "büyüğümüz" mantığı ile insanlara çok fazla önem veriyoruz. Ben demiyorum ki suratlarına tekme atın, hayır. Dikkate almayın. Hatta mümkünse karşılık verin. Bu ayıp değil.

Bu psikoloji enteresan bir şey. Bir kocakarı size nasihatlarda bulunurken bunların sizin psikolojiniz üstünde nasıl bir etki bırakacağını zerre kestiremiyor. Bilmiyor ki. Öğrenmeye de çalışmıyor, o da ailesinden öyle görmüş. Yanlış, yanlışı doğurmuş ve süregelmiş. Bu bir kıymet değil, düşüncesizlik ve cehalet; o kadar. Artık ipleri elimize alma zamanı geldi. Belirli bir yaşa gelmiş herkes, artık iplerin kendi elinde olduğunu anlamalı, kendine önem vermeli, kendisini saymalı. Bu demek değil ki hatalarınızı bilmeyin, bu demek değil ki başkalarına sormayın. Sorun, ama sizden büyük insanların size söylediklerini doğru kabul edip hemen inanmayın. Bu da dinin kötü etkilerinden bir tanesi toplum üzerinde. Her sakallıyı molla sanmak gibi, bilgili sanmak gibi.

Kendinize inanın, güvenin. Eğer sürekli başkalarının istek ve bakışlarına göre (özellikle sizin seçmediginiz insanların) yaşamaya çalışırsanız hiçbir zaman mutlu olamazsınız.

istanbul
hosting