18 Şubat 2019, Pazartesi
saat: 14:15


İyiliğin yok hali.

İyiliğin olmayan hallerini anlattılar bize.
Yan yana duran, birbirini seven kadın ve erkeğin öpüşmemesiydi.
Tüm içgüdülerine karşı durmaktı.
İyi olmayanlar cezalandırılıyordu. Ne kadar sert olursa olsun, izleyenlerin içi soğumuyordu.
İyilik, kolun kırılıp yen içinde kalmasıydı.
İyilik, paran olup fakir gibi yaşamaktı.
iyilik, pala bıyıklı komiserlerin seni iyi oldukları için korumalarıydı.
İyilik, sevdiğin adamın senin eline bile dokunmamasıydı.
İyilik, cennetti. Cennetlikti.
İyilik yap suya attı.
İyilik, insanın içine giremeyeceği bir elbiseydi.
Kimsenin iyiliklere gereği yoktu.
Gereksiz kötü olma demediler bize, iyi ol, çok iyi ol dediler.

Kimse o iyiliği bulamadı, nefsinde, kendine rağmen, doygunluğa ulaştığı anlarda bile.
O iyilik yoktu. Diğer tek şık kötülüktü.
Herkes kendi ötekisini yok etmek istiyor çünkü iyi olamıyor. Bunu biliyor. Buna mantıklı sebepler arıyor.
İyilik yok, olmayan bir sokak yazılmış zarfa. Postacı dönüp duruyor.
İyilik boktan bir mecburiyet.
İnsanlık iyiliği yenecek.


saat: 23:49

Arminin yemeğini verdim.
Domatesli spagetti.
Küçük passatalardan.
Aynı değil dedi yemedi.
İyi ekmek ye dedim.
Can hıraş ekmeği yedi hiçbir şey demeden.
Sonra güldü, Mimi gerçekten kötü bir ahçısın dedi.
Biliyorum dedim. Küük bir çocuğa her gün yemek hazırlamak hayallerim arasında yoktu dedim iğneli, içeri girdim.
Biraz sonra geldi, beni bizim odaya götürdü.
Mimi, biliyorum dünyadaki en iyi ahçı olmak istiyorsun ama yapabilirsin. Böyle tavayla şeyleri atıp yakalayabilirsin dedi.
Gerçekten mi dedim. Tabii, pratik yaparsan olur dedi.
Sırtıma üç kez hafifçe vurdu.
Ağladım.
Aç mısın dedim.
Açım ama çikolata yerim dedi.



istanbul
hosting