14 Mayıs 2019, Salı
saat: 14:56


Saçlarım ile aramda kafamdan daha büyük sorunlar var.

Önce Londra'ya gittik, 5 gün kalıp Ankara'ya geçtik.
Bu geçişler tam deli eden cinsten.
Bu sefer daha az kaldığımız için daha sakin geçti.
Anneme daha iyi davranmak için sabahları geç uyanıp o halimin bitmiş olmasını umdum.
Armin'le bahçeye inip top oynadık.
Komşunun çocuklarıyla aynı dili konuşmadan saatlerce oynadılar. Çocuk dilini tam olarak ne zaman kaybediyor insan?
Sık sık güvenlik caddesinde yürüyüş yaptım.
Evdeki tüplü televizyon tamamen mor ve sarıya boyanmış. Trt çocuk çıkıyor.
Armin Türk çocuklarının Ramazandan bahseden mor yaratıklar olduğunu düşünüyor.
Saçımı kestirdim.
Çok saçma oldu. Neden yaptım bilmiyorum.
Kardeşim de yorum yapmadı sadece aslında kazıtsan da güzel olabilir dedi.
Armin kinder çikolata yedi. Armin şeker krizine girdi, trt çocuk komasına girdi. Gözleri mora çaldı.
İloş geldi ve ona bir çocuk oltası getirdi. Ne Ankara'da ne Berlin'de balık tutacak yer yok.
Hıdırellez için herkes bir şeyler çizdi. Gül ağacı aradım, bulduk.
Babamla benim, Dost kitabevi açıldığından beri yaptığımız seferlere bu sefer Armin'de dahil oldu. Sonra Kızılay'da Divan pastanesinde oturduk. Babam ben Armin. Çok güzel bir andı.
Her an bitecekmiş gibi kabullenerek yaşamak çok zor.
Odalarda oturduk, eskisi gibi, annem ben kardeşim, üç kız.
Babamı sporla başbaşa bırakıp.
Evde hiç kapanmayan televizyon.
Bozulan sifon ve tesisatçıya verilen 120 lira.
Türk tesisatçısının aşırı kokma sorunsalı.
Aslında hepiniz kokuyorsunuz dedi bir Alman. İlginç bir kokunuz var.
Ankara'da Menderes ben Reyhan Riff'e gittik. Harika bir canlı dj performansı izledik. Filmli milmli.
Ankara beni bir an umutlandırdı. Gizli saklı yerlerdeki bu insanlar.
Metal müzik bile bitmiyorsa bu Ankara'lıların sayesindedir.
Dün döndük. Bedenim dönüyor ve varlığım yürüyerek ben sana yetişirim dediği için gelmiyor.
Direkt uçuşla geldik hatta, Ankara sanki bir başkentmiş gibi... Yanımdaki teyzeyi sık sık geçiştirişim. Nerelisin. Uşak. Uşak mı. Uşaktan konuşacak şey çıkmaz çünkü. Kimse Uşak'lı değildir. Ona THY ekranından Kuran'ı açtım. Beğenmedi, çocuk oyununu açıp balıkları seyretti, sonra da Sofra Sırlarını açtım .
Bugün Rathaus Schöneberg'e geldik.
Gelirken yolda ölü bir fareyi yiyen Karga'yı gördük.

B, hiç güzel bir görüntü değil dedi tüm naivliğiyle.
Karga için çok güzel dedim. Türk vatandaşlığından çıkış kağıdımı Frau Rossman'a verdik.
Sonra gidip pasaportumu deldirteceğim.
Sonra gelip yeni pasaport için başvuracağım.
O arada kimsenin ölmemesi gerekiyor.
Şu an Heimatlos'luğun tadını çıkarıyorum.
Rüzgarlı. Güneş var yok. Ofise geldim.
Omzumda nefes alırken bir sancıma dışında, istenmeyen konuşmaların ağırlığı dışında, kendimdeyim gibi. Saçım hariç.




istanbul
hosting