13 Ocak 2021, Çarşamba
saat: 18:11


Artık kimseye açılmayacak kapılarımızın ardında, geçmişten bırakılmış eşyaların seyrine daldığımızla kaldık. Her bir eşya kocaman birer muamma, havada kalmış sorular, anlaşılmamış göz kaçırmalarla dolu öyle sakin ve ağır ve ne kadar da varlar. Ne kadar gözümün önünde, bir o kadar gizli. Ne dayanılır ve derin bir keder.
Belirsiz. Yoksa ben o sokaklarda, o kuytu köşede, gecenin yavaş yavaş çekildiği o köprüde, adımı alan ağaçtan bir dal bulduğum o yerde tek başıma mıydım?
Üzerine ne koyabildim de yürüyüp gittim?
Kapıyı çektim, ben içerde kaldım. Burdan konuşuyorum, sesimi aranıza karıştırıyorum ama burayı kimseye sezdirmiyorum. Bu küçük odaya sığdırdığım denizin sesini sadece ben duyuyorum, tuz yalnız benim burnumu yakıyor, geceleri yaseminlerden taç yapıyorum, evet bu dayanılır bir keder çünkü bana kalan hiç gitmesin diye burda delirmeyi reddettim. Unutsam kimliğime eklerdim ve ben onu bunca kaybetmeyi de reddettim.
Ulaşabileceğiniz bir yerim yok benim.

istanbul
hosting