20 Ekim 2010, Çarşamba
![]() saat: 00:09
![]() Her olay, başka bir sonuca götürüyor ve biz seçtiğimiz şekilde yaşıyoruz. Keşke deme lüksümüz yok! O an, doğru olduğuna inandığımız şeyleri yapıyoruz. Zamanı geldiğinde tecrübe diyoruz... Dün gece gördüğüm bir ruyadır aslında bütüngün düşünmem... Düşüncelerim:mum ışığında içilen biranın, yanımda oturan canına yandığım kadının, yağmurun sesiyle ıslanan yaprakların etrafında dolanıyor;ama hiçbirine değmiyor. Düşünüyorum... Kimi zaman kederli, kimi zaman heyecanlı, kimi zaman sakin. Sonra bir el değiyor omzuma;bakıyorum "iyi ki" diyor "iyi ki arkadaş olmuşuz" teşekkür ediyorum. Ama hala düşüncelerim dönüyor bütün hızıyla. Masadaki sigara dumanına karışıyor, karşımda ki kızın gülümsemesine kapılıyor, yine o, canına yandığım kadın, dolandı ona! kurtuluyorum! saate takıldı! yelkovan akrebi geçmiş, akrep sinirleniyor sokuveriyor düşüncelerimi..! Saat geç olmuş... Başım dönüyor. Ben durunca dünya devam ediyor. İşte yine başlıyoruz. Aynı eksende, aynı yüzyılda, aynı kapıda, aynı yolda. Yağmur aynı ıslatıyor ikimizide... Bir "dilek" tutuyorum. Tüm inandıklarımla, tüm güzelliğiyle hayatın. Bunu yaparken, içine tüm samimiyetimi koyuyorum. Çünkü tek "can"ım var... İşte bu yüzden:dün gece gördüğüm bi ruyadır aslında bütüngün düşünmem... | ||
|