21 Ekim 2010, Perşembe
saat: 12:56


çok plan yapmamak lazım. ya da yaptığın planları dillendirmemeli. hani yemek yaparken doyarsın bu da aynı hesap işte. böyle gideriz, şöyle saçmalarız, bundan da içeriz, oradan çıkar berikine gireriz diye diye bir beklenti yaratıyor sonra da bunlardan bir ya da birkaçı gerçekleşmeyince basıyoruz yaygarayı. Aslen yaygara falan koparmıyoruz da bir memnuniyetsiz ifade gelip oturuyor yüzümüze, gitmek bilmiyor. Ertesi gün, ki genelde Pazar günü olur bu, fazla kaçırmışlığın da etkisiyle yorgun bedenler, kitlenen ağızlar, sıkkın/bıkkın adamlar, adamcıklar...

Halbuki planın ana hatlarını verip gerisini akışına bıraksan, ne de güzel olur. Ama etrafta da fazla adam olmayacak. Dört bilemedin beş kişi. Aşırılık yapmayacak, ortamı bozmayacak. Adam gibi adam olacak. Attığını vuracak, oksijensiz ortamda ateş yakacak, en dipten yüzüp mezgiti bulacak.
Konuya döneyim...
Şuraya gidelim sonrasına bakarız diyen hep ben olduğum için, planın sonraki kısımları da benden beklenir. Ama artık nah söylerim, benden beklemeyin.

Planı açıklıyorum.
Kümese girilecek.
Tavukla konuşulucak.
Yumurtası alınacak.
Boşlar bırakılacak.
Sonrasına bakarız. (hiç bir mesaj içermemektedir.)

etyen.

istanbul
hosting