02 Ocak 2016, Cumartesi
![]() saat: 12:57
![]() ilkokuldayken Tatilya adlı fantastik mekana gezi düzenlenmişti. Sınıfça böyle bir geziye gideceğimiz için çok heyecanlıydık. Ben 5. sınıfta o okula transfer edildiğim için herkesle çok kaynaşık değildim, hatta diğer okuldaki kraliçeliğimi kaybettiğimden baya çekingenleşmiştim. Okul dışındaki en iyi arkadaşımı da davet ettim. Bütün sınıf, bir de dışarıdan insan. Annem "bence öyle yapma, sınıftaki arkadaşlarınla eğlenmenin zevkini çıkar" demişti. Dinlemedim. Bütün sınıf bir de biz Tatilya fantastikledik. Sonrasında sanıyorum, yanımda bir insan olması hep deneyimlerimi daha az yaşayacakmışım hissi verdi bana. Hep bir eksik çünkü yanımda yöremde ilgi bekleyen bir insan var. Para kazanmaya başladığımda yılda bir kaç kere kendi başıma gezmeye kastım. Hep yanıma birini almadan. Daha çok deneyim, algı açıklığı ve saire diye. Sonra kendi başıma evim olsun istedim. Aynı nedenden sevgilim olmasın istedim. En son 1 haftalığına gezmeye gittiğimde çok sıkıldım. PMS'in de etkisi vardı tabi, hostelde yatağın perdesini kapatıp ağladığım oldu. Amma velakin bunda yalnızğın suçu olduğunu düşünmüyorum. Yalnızlık güzel. Ama ben oldukça tembelim. Yanımda enerjik bir insan varsa ve karar vermeye istekliyse, rahatım. Kendi başıma kaldığımda ne yapacağıma karar veremiyorsam, duruyorum. Eskiden de böyleydim, yalnızca seçeneklerim azdı. Dolayısıyla zaten duruyordum, seçenek de yaratmıyordum. Şimdi arada kaldım. Kendi evim var, sevgilim var, boş vaktim az, işim var, işte karar verici değilim, düzensizim, duramıyorum, tembelim, enerjim az. Hepsi karmançorman. Ama baktım da hep karmançormanmış. Birazcık sakin olabilsem hepsi yoluna girecek. Biraz daha az hedef koysam daha çok şey başaracağım. Hepsi olacak. Bakalım, öğreniyoruz. | ||
|