09 Ocak 2016, Cumartesi
![]() saat: 21:45
![]() Bugün havada güzelken basket oynamaya çıktım, biraz ter attıktan sonra duş alıp doğru tarantino'nun filmine gittim. reyiz gene yapmış valla. spoiler vermiyeyim ama gidin mutlaka. zaten bi tarantino bide guy ritchie var bu alemde malum. Ondan sonracığıma dün gece için aysundan özür dilemek için aradığımda saçmalama ne özür dilemesi çok eğlendim ben. hem illa bişeyler yaşamamız gerekmiyor ki diye sex and the city'deki samantha gibi konuşunca rahatlattı beni epey. çünkü ben kendi aşk acımı çekerken kırık kalplere bi çentik daha atmak istemem en nihayetinde. kısacası yaşandı bitti kaygısızca diyip geçelim bu konuyu. Bukowski'nin Factotum'unu bitirdim, Orhan Veli'nin Nahit hanıma mektuplarına geçtim. Çok seviyorum aşık adamların sevdiği kadınlara yazdıkları mektupları,kendimi görüyorum o yazılarda işlenen acıyı,sevdayı,endişeyi kısaca tüm hisleri. Bu yıl kendime 100 kitap hedefi koydum. bakalım kaç kitap okuyacagım. öyle işte, bugün cemal süreya'nın ölüm yıldönümü onun hatrına en sevdiğim şiiriyle kitaba döneyim. balzamin sen el kadar bir kadınsındır sabahlara kadar beyaz ve kirpikli bazı ağaçlara kapı komşu bazı çiçeklerin andırdığı iş bu kadarla bitse iyi bir insan edinmişsindir kendine bir şarkı edinmişsindir, bir umut güzelsindir de oldukça, çocuksundur da saçlarınla beraber penceredeyken besbelli arandığından haberli gemiler eskirken, deniz eskirken limanda sevgili www.youtube.com/watch?v=2y-GJfwz51s | ||
|