29 Ağustos 2025, Cuma
saat: 09:36


"Ben" ile başlar her şey. Bir varoluşun farkına varışıyla. Gözlerimizi açtığımız anda, dünya önce bizim etrafımızda döner. "Ben acıktım", "Ben üşüyorum", "Ben istiyorum"... Ama zamanla "Sen" girer hayatımıza. Ben’den farklı bir şey. Benden bağımsız, ama beni etkileyen bir varlık.

Sen, benim sınırlarımı çizen kişidir. Kendimi tanımam, seninle karşılaştığımda olur. Çünkü ancak senin varlığında ben kim olduğumu sorgulamaya başlarım. Beni seven, bana kızan, beni anlamayan ya da bana aynalık eden sen... Sen olmazsan, ben eksik kalırım.

Ve sonra "O" gelir. İkimizin dışında biri. Belki bir yabancı, belki bir kalabalık. Belki toplumun sesi, belki geçmişin gölgesi. O, bizi izleyen, yargılayan ya da ilham veren bir sessizliktir bazen. Bizi birbirimize karşı konumlandıran, kimi zaman ayıran, kimi zaman bağlayan bir üçüncü.

Ben, sen ve o... Üç kelime ama bir bütünün parçaları. İnsanın yalnızca kendisiyle değil, ötekiyle ve ötekinin ötesiyle olan ilişkisi. Birey olmanın, bir başkasıyla yakınlaşmanın ve sonunda herkesin bir başkası olduğu gerçeğiyle yüzleşmenin hikayesi.

Belki de hayat, bu üç sözcüğün arasında sıkışmış bir arayıştır: Kendini bulmak, bir başkasında yansımak ve dış dünyanın sessiz tanıklığında var olmak.

istanbul