21 Eylül 2025, Pazar
saat: 00:02


Başım zonkluyordu. Yataktan kalktım, mutfak kapısına yürüdüm. Kapı açılmadı, kulpu çevirdiğimde elimde boş bir şişeye dönüştü. İçini kontrol ettim: Benim sesim içeride yankılanıyordu.

Şişeyi yere bıraktım, ama düşmedi, ben küçülüp içine girdim.

Ve orada, dünden kalan tüm benlerimle karşılaştım: biri kanepede oturmuş, dolapta çorba var diye mırıldanıyordu, diğeri diafondan sokak kapisindaki kebapçıyı gözetliyordu, öteki de telefonla paket servis menülerini inceliyordu. Hepsi bana bakıp aynı anda fısıldadı:

Bizden hangisi, aslında sen?

Ben derin bir nefes aldım ve dedim ki:
Ben… önce taze trahana çorbasını ısıtıp sonra yatıp kalkıp kebap söyleyecek olanım.

O anda hepsi sustu. En arka köşedeki ben alkışlayarak bağırdı:
Stratejik düşünüyorsun! Aferin.

Ve ben, hangover kafamla, eve Adana kebap söyleyebilme lüksüm olduğu için birden tarifsiz bir mutluluk hissettim.
Vatanım dedim, canım vatanım… <3


istanbul